Bu aralar martılar pek geveze. Camları artık sürekli açık tuttuğumuz şu günlerde sesleri hep evin içinde. Odada yalnızken birçok martıyla aynı alanda olma hissi de aslında şahane. Sesleri şehri inletirken, tüm muhabbetleri açık pencerelerden içeri yayılırken onların gökteki süzülüşleri ve yerde çakılı insanoğluna yukarıdan yârenlik etmeleri, tarafımdan pek bir sevilesi. Gerçi şu son günlerin küçük ancıklarında “biraz daha az bağırın bak, ev çınladı.” dediğim oldu ama “Alınmayasınız, sakın ha kırılıp da bana, susmayasınız” diye eklemeyi de ihmal etmiyorum. Zira ben bu sese, bu canlıya sevdalanmışım bir kere, ötesi yok.
Dün sabaha karşı bir grup martı odamın yakınlarında çok yüksek sesle konuştu. Hem uçuyorlar hem bağırışırcasına konuşuyorlar birbirleriyle. Pencereden dışarı bakmadığım için sadece seslerini dinledim. Sesler bir uzaklaşıyordu, bir yakınlaşıyordu, kimisi yok oluyordu, kimisi de yeni geliyordu. Öyle bir atmosfere büründü ki bu ses cümbüşü, zihnimde bir sahne belirdi. Sarı duvar kağıtları olan bir salonda, ahşap, oval bir masanın etrafında toplanan onlarca insan oluştu gözlerimin önünde. Birkaç kişi aynı anda yüksek sesle kahkaha atıyordu. Kimileri hararetli hararetli tartışıyordu. Bazı kadınlar mutfakta yemek ve sofra hazırlıkları yaparken aralarında sohbet ediyordu. Salonun kenarında bir bebek ağlıyordu ve ortalıkta iki-üç çocuk konuşa konuşa koşturuyordu. Az sesli, yüksek sesli, sinirli, sakin, heyecanlı, dingin, bir sürü çeşitten seslerin dolup taştığı insan birlikteliğiydi gördüğüm. Martı seslerinden insan topluluğu ördüm. Sonra o insan özelliklerini martılara yüklemeye yelteneyim dedim. Pek beceremedim. Onlar insanlardan daha arı, duru, özgür olarak varlar zihnimde. Gerçek bu mudur, bilemem. Ama ben bunu algıladım martıya dair.
Martıların sesi bende bu resmi çizdiyse, seslerinin çeşitliliğindendir. O kadar farklı tonlarda, tınılarda, notalarda ve uzunluklarda sesler çıkarıyorlar ki, geçen gün gerçekten bebek ağlıyor zannettim meselâ. Küçük bir çocuk çığlığı, bebek ağlaması, kedi miyavlaması, erkek insan kahkahası, tiz bir ıslık… yani martının sesi birçok canlının birçok oluş şeklini içine sığdırmış büyük bir kaynak. Ben de hâliyle dün merak ettim, hangi ses tonunda öterken ne demek istiyor martı? Hangi sözüne hangi sesi aracılık ediyor?